Tavas Akerdeon Körüklü Çizmesi’nin son temsilcisi Mehmet Çiyancı’nın Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcı olarak değerlendirilebilmesi için Sanatçı Tanıtma Karşı başvuru sürecini değerlendirmek ve gerekli çalışmaların koordineli bir şekilde yapılabilmesini sağlayabilmek amacıyla Denizli İl Kültür Turizm Müdürü Hüdaverdi Otaklı ve Denizli İl Kültür Turizm Müdür Yardımcısı Hayrullah Akgün ziyaret edilmiştir. Başvuruların Ocak- Şubat ile Temmuz-Ağustos’ta yapılacak olmasından dolayı gerekli çalışmaların birlikte yapılabilmesi için yardımların alınacağı sözü alınmıştır. Ayrıca sanatçıyla ilgili başvuru belgeleri çalışmamız dikkate alınarak hazırlanması ve sanatçının Kültür ve Turizm Bakanlığı Yaşayan İnsan Hazineleri Ödülüne ustanın başvurusunun yapılması konusunda çalışmalara başlanmasına karar verildi. Bahsedilen hedeflere ulaşılabilmesi halinde Tavas akerdeon körüklü çizmesinin geleceğe işleyen bir miras, uzun soluklu bir değer olması yönünde önemli bir adımı daha atmış olduk.
Tavas akerdeon körüklü çizmesinin ülke çapında tanınması ve diğer ürünlerden ayırt edilebilmesi için danışmanımız mentörlüğünde tarafımızca tüm aşamaları hazırlanmış olan coğrafi işaret tescil başvuruları Türk Patent Kurumu nezdinde yapılmıştır. Coğrafi işaret başvurularını yalnızca kamu kurum ve kuruluşları ile dernekler yapabildiği için Tavas Belediyesi ile irtibat kurulmuş ve başvuruların sisteme girişleri de dahil olmak üzere başvuruların tüm hazırlık ve çizim süreci tarafımızca yapılmıştır. Ürünün özellikle coğrafi işaretli bir ürüne dönüşmesi körüklü çizmeye yönelik ilginin artmasına büyük katkı sağlayacaktır.
Körüklü çizmenin yapısını oluşturan ana malzeme deridir. Derinin tamamen doğal aşamalarla üretilmesi çizmenin sağlıklı olmasını etkilemektedir. Tavas Akordeon Körüklü Çizmesi’nin %100 doğal deriden, uygun koşullarda yapım aşamaları geçirdiğini kanıtlayan kimyasal ve fiziksel analizler doğrultusunda elde ettiğimiz sonuçların çizmenin kullanımında hava sirkülasyonu, dayanıklılık, su geçirmezlik gibi konforlu kullanım imkânı sunduğuna ulaşabilmekteyiz.
Körüklü çizmeyi oluşturan üç deri çeşidi bulunmaktadır, bunlar: kösele, dana, keçi derileridir. Kösele çizmenin tabanını ve topuğunu oluşturmaktadır. Doğal rengini koruyan hali kullanılmakla birlikte dayanıklı ve sert bir yapıdadır. Dana derisi, halk arasında “yüzlük” olarak bilinmektedir, çizmenin dış kısmını oluşturur ve tercihe göre siyah, kahverengi, bordo gibi renklerde kullanılmaktadır. İnce bir yapıya sahiptir, kullanıldığı bölgeye göre kalınlığı değişmektedir. Konç yani çizmenin baldırı kapsayan kısmında 1,3 mm çizmenin ayağını oluşturan kısımda ise 1,5 mm olarak kullanılmaktadır.
Çizmenin iç astarında yumuşak ve konforlu bir kullanım sunan keçi meşini diğer adıyla sahtiyan kullanılmaktadır. Keçi meşini aynı zamanda ince bir doku şeklinde kullanıldığından dolayı hava sirkülasyonu sağlanarak ayağın ter yapmamasını sağlamaktadır. Keçi meşini ve yüzlük derinin iç ve dış astar olarak bir arada kullanılması dayanıklılık konusunda etkili olan, aynı zamanda çizmenin körüklerinin kırılmasını kolaylaştıran unsurlardır.
Körüklü çizmenin yapım aşamalarının yerinde gözlemlenebilmesi için ustanın atölyesi Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim ve Kasım aylarında olmak üzere usta ziyaret edilmiştir. Bu ziyaretlerde yapılan röportajların yanında ustanın çizme oluşturma aşamaları sabırla gözlemlenmiştir. Bazen ustaya sorular sorulup ustayla konuşulurken ustanın izni alınarak bir kenarda ustanın üretim aşamaları gözlemlenmiş ve kayıtlar alınmıştır.
Çalışmayı yürütürken körüklü çizmenin ana malzemesini oluşturan derinin üretim aşamalarını birebir görebilmek için Mehmet Çiyancı'nın derilerini temin ettiği fabrikayı ziyaret edilmiştir. Bitkisel ya da kimyasal içerikle üretilen derilerin farkı, kullanılma amacına göre deri tercihi gibi araştırma konusuna etki edecek çıkarımlar yapabilmemizde bu ziyaret önemli bir yere sahiptir.
Körüklü Çizme yapımını anlamak için yalnızca buna dair literatürü incelemenin yeterli olmayacağına karar verildiği için, çalışmanın istediğimiz düzeye ulaşması için birer çırak gözüne ihtiyacımız vardı. Körüklü çizme ustalarının ortak olarak şikâyet ettiği durum artık çırak yetişmiyor olmasıdır. Mehmet Çiyancı'nın yanında biz, bir körüklü çizme yapımı boyunca çırak olduk. Mehmet usta bu süre zarfında araştırmacılardan birisinin ayak ölçülerine göre körüklü çizme oluştururken araştırmacılar kendi giyeceği ürünün üretiminin bir parçası olarak keyifli bir deneyim elde etme imkanı bulmuşlardır.
Söke ve Tavas Körüklü Çizmesinin farklarını anlayabilmek, Söke’deki ustaların yaşadığı deneyimleri öğrenebilmek için Söke Körüklü Çizmesi coğrafi işaretine sahip olan Mustafa Avcıoğlu'nun dükkânı ziyaret edilmiştir. Usta ile çizmenin üretim aşamaları hakkındaki görüşmenin dışında tarih ve kültür dolu bir sohbet gerçekleştirilmiştir.
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.